Genç bir adam Sokrates’in yanına giderek:’Ben de bilge kişi olmak istiyorum.Ne yapmalıyım?,diye sormuş.Sokrates,gayet sakin bir şekilde :Gel benimle!’’,demiş ve genci bir gölün kıyısına getirmiş…Aniden gencin kafasının sıkıca tutup suya sokmuş ve genç çırpınana kadar gencin kafasını bırakmamış…Genç adam kendine geldiğinde dehşetle Sokrates’e bakıyormuş…Sokrates gence sormuş:’Suyun altındayken en çok istediğin şey neydi?’’Genç:Tabii ki nefes almak!’’,demiş.Sokrates’in cevabı şöyle olmuş :’’Bilgeliği,başın suyun altındayken nefes almayı istediğin kadar istersen elde edebilirsin.’’

Hazret-i Mevlana,Mesnevi’sinde şöyle seslenmekte :

Sen ne halde olursan ol, istemekten vazgeçme !

Ey susamış,dudakları kurumuş kişi!Durmadan su ara!

Sokratesin gence vermek istediği mesaj aslında sadece ona mahsus bir mesaj değil.O genç bizi temsil ediyor.Evet bizler de bilgili,başarılı,saygın insanlar olmak istiyoruz.Ama nasıl istemeliyiz?, nasıl başarılı olmalıyız ?,nasıl saygın  ve bilgili insanlar olmalıyız?

Sokrates’in gence dediği gibi suyun altında nasıl nefes almayı ister gibi bilgeliği istersek bilgeliğe sahip oluruz .Bizler de ekmek gibi,su gibi,hava gibi  başarılı olmaya ihtiyacımızı hissedersek başarılı,bilgili,saygın  insan olma ihtimalimiz artar.Çünkü Kainatta şöyle bir kural var:Sabrın sonu zafer,tembelliğin sonu sefalettir.Başarıyı elde edebilmek,bir şans meselesi ya da bir tesadüf asla değildir.Başarı elde edebilmek onu gerçekten  istemekle ve kalbin gücüyle olabilmektedir.Başarıyı elde edebilmek aslında Hazret-i mevlananın Şu İfadelerinde gizli gibi:

Kuru duayı bırak,ağaç  istiyorsan  tohum dikmelisin.İşte istemek bu şekilde olmalı..Öyle bir Şekilde istemeliyiz ki o isteğimizle yatıp kalkmalı,onunla alakalı emeği harcamalıyız.Evrenin Sahibine hareketlerimizle,sözlerimizle ve samimi dualarımızla temennilerimizi ulaştırmalıyız.Çünkü bize İstemek duygusunu da veren O olduğu için temennilerimizi en sonunda Ona ulaştırabilmeliyiz.Zamanın Bedii’nin dediği gibi Vermek istemeseydi istemeyi vermezdi.

Her istediğimizin anında olması gönlümüze hoş gelse de bütün eşyanın tabiatına aykırı olduğu için hemen gerçekleşmiyor.Ama biz yine de Sabırla ve ısrarla isteyeceğiz. Necip Fazıl Kısakürek’in dediği gibi:

Tohum saç, bitmezse toprak utansın! 
Hedefe varmayan mızrak utansın! 

Hey gidi küheylan, koşmana bak sen! 
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!

Çünkü Evrenin Sahibi bizim istememizdeki  samimiyeti bilir.Ne derece içten ve samimi olduğumuzu bilir.Zamanın Bedii’nin dediği Evrenin Sahibi Kalbin en gizli hatırasını bilir,her şeye eli yetişir,her bir arzusunu yerine getirebilir.

O zaman başarıyı elde edebilmek için yapacağımız şey küçük adımlarla emin bir şekilde hedefe yürümektir.Küçük adımlarla da ilerlerken fikredebilmek ve şükredebilmek.. Çünkü  düşünemeyen  ve şükredemeyen insan ruhunu mutlulukla dolduramaz.Düşünelim ki,bilmediğimiz bilgi,anlamadığımız teknoloji kalmasın,Şükredelim ki,elimizdekiler değer kazansın ve bize mutluluk sağlasın.Hayat iki başlangıç arasında bitiyor zaten,hayatı mutlu yaşamak için birçok nedenimiz olsun.