Ablanın çığlığını duyan evdekiler ve komşular oraya doğru koşuyorlardı. Evden çıkanlar Bensiz adama doğru koşuyor, dizlerinin bağları çözüldüğünden bensiz adama varamadan yere yığılıyorlardı. Köylülerin ve aile fertlerinin koşturmaları ve çığlıkları karşısında ne yapacağını bilemiyordu bensiz adam. Sadece donakalmış ve öylece bakınıyordu. Yere düşüp kalkan aile bireyleri sırayla gelip sarılıyorlar doya doya öpüyorlardı bensiz adamı.

Kafasını çevirdiğinde Annesinin titreyen dizleriyle kendisine doğru geldiğini gördü. Ağlama seslerinin arasında annesine doğru hamle yaptı ve eğilip ellerini öptü. Hıçkırığa boğulan anne, doya doya uzun süredir sağ olup olmadığından bile emin olmadığı biricik oğlunu öpüp kokluyordu. Tekrar kafasına kaldıran bensiz adam evin dış açık balkonunda tekerlekli sandalyede bulunan babasını gördü. Nasıl tepki vereceğini bilmiyordu, korkuyordu ve tekerlekli sandalyeyede anlam verememişti. Çekinerek babasına doğru yürüyerek birkaç merdiven çıkıp babasının elini öptü. Babanın gözlerinden yaşlar akmış, sadece bir cümle çıkıvermişti ağzından; “Eşşekoğlu eşşek sen nerelerdeydin”…

Babanın konuşması aileyi ve köylüleri ayrıca sevindirmişti. Bensiz adam bedenen orada ama hala ruhen oralarda değildi sanki. Böyle bir ortamda dahi biran önce geri dönmeyi geçiriyordu aklından. Kardeşler eve girmeden bir yere göndermeyeceklerini söylediler. Tam o sırada Anne, dur eve girme adak adadım, sen gelince kurban kesip alnına kanını sürmeden eve sokmayacağım diye dedi ve kurbanın kesilmesi için köyden komşulara haber verilmesini istedi. Aile için ve en önemlisi anne için çok değerliği olan kocaman bir ineği kesip kanını bensiz adamın alnına sürdüler, sonrasında Hep beraber eve girildi.

Aile zaten kalabalıktı. Birde buna komşular eklenince ev hınca hınç dolmuştu. Hatta eski tip masanın üzeri bile oturanlarla dolmuştu. Herkes bir şeyler soruyordu bensiz adama. Neden gittin neredeydin bunca zamandır vs. Şoku üzerinden atamayan bensiz adam hiçbir şey diyemiyor sadece etrafına bakınıyordu. Anne, gitmeyin üzerine rahat bırakın çocuğu dedi. Evde o kadar kalabalık vardı ki kimin kimle ne konuştuğu bile belli olmuyordu. Gözün aydına gelip gidenlerle gece boyu ev dolup boşalıyordu.

Bensiz adam geri dönmek istediğini tekrarlamış, evdekiler ve Çetin’in zorlamasıyla en azından gece kalmaya ikna olmuştu. Özellikle Anne, kız kardeşler ve ablalar bensiz adama çok düşkündüler. Sürekli sarılıp ağlıyorlar ve hasret gideriyorlardı. Gece Çetin ve bensiz adam bir odada yattılar. Üstündekileri bacıları yıkamış ve bahçede ipe asmışlardı. Sabah olduğunda, Muhteşem bir kahvaltı hazırlandığını gördüler. Kahvaltı sonrası giyinmek istediklerinde Çetinin Kazağını Buzağı’nın yediğini ve yırttığını gördüler

(Bundan sonra aile arasında çetinin adı Bızav yani buzağı olacaktı). Evden giyecek bir şeyler verdiler kendisine...

Ailenin mutluluğuna diyecek yoktu. Baba bir kenarda duruyordu. Anne ve kardeşler bensiz adam için seferber olmuş ve etrafında dönüyorlardı. Teröre gitti gibi iftiralarda boşa çıkmıştı. Sürekli sorulan Neden gittin sorusuna bilmiyorum diye cevap verdi hep bensiz adam. Tabi bu süreçte köyde olup bitenleri anlattılar. Suçluluk psikolojisinden ne diyeceğini bilemiyor, sadece dinlemekle yetiniyordu bensiz adam. Çetin, birkaç gün ailesiyle kalmasını, kendisinin dönmek zorunda olduğunu söyledi ve gitti. Çok kalabalık bir sülaleye sahiptiler. Günlerce gelip gidenin haddi hesabı yoktu. İlçe merkezindeki akrabalarda sırayla gelip gidiyorlardı. Tüm bu süreçte bensiz adam ruh gibiydi ve nedense aklında geri dönmek vardı hep…

O dönemde köyde evlerde telefonlar yoktu. Köydeki bir evde santral kurulmuş, diğer evlerde çevirmeli telefonlarla santral aranıp telefon numarası verilerek görüşme yapılabiliyordu. Bensiz adam bunu öğrenmişti. Bir gün kimse odada yokken santralden güzel gözlüyü bağlatmıştı. Bensiz adamın sesini duyan güzel gözlü telefonda mutluluktan ağladı. Tüm olup bitenleri anlattı güzel gözlüye. Nihayet tüm gerçekleride öğrenmişti güzel gözlü. Ne olursa olsun ölümüne sevdiği insanın iyi olduğunu öğrenmesi sesini duyması mutlu etmişti kendisini. Uzun konuşma sırasında süre dolduğundan telefon kesilmişti. Bensiz adam önceden uyardığı içinde telefonun kesilmesi sorun olmamıştı.

Köyde günler rutin geçiyor, bensiz adam geri dönmek için sürekli aileye baskı uyguluyordu…

Devam edecek…

Selam ve Dua ile

Nevzat ERTEKİNOĞLU

Yazar – Mali Müşavir - Bilirkişi

[email protected]