Biz eskiden

Karın yağışını severdik inceden inceden

Meştefenin seslerinden, sobanın islerinden

Saç guzine ısısından, yağlı ekmeğin kokusundan

Alırdık mutluluğu

 

Biz eskiden

Sütün kaymağından, nehrenin ayranından

Peynirli murtuğadan, koyunların ağuzundan

Çortuli sofralardan, guruşgalı çaylardan

Alırdık mutluluğu

 

Biz eskiden

Harmandaki saplarından, gam üstünde türkülerden

Kazandaki yarmalardan, goçtaki etlerinden

Kurdezende kıymalardan, ufak ufak köftelerden

Alırdık mutluluğu

 

Biz eskiden

Babaların gölgesinden, ananın ak ellerinden

Komşuların sohbetinden, vatan millet seferinden

Hele bir de yüreğinden, bitmez duanın dilinden

Alırdık mutluluğu

 

Biz eskiden

Pembe mendilin dilinden, ucu yanık mektubundan

Yârin kalem kaşlarından, fidan gibi boylarından

Çeşme başı manisinden, albenili işmarından

Alırdık mutluluğu

 

Biz eskiden

Düğününde çöreğinden, bahşiş bahşiş toy beyinden

Sazlı sözlü bam telinden, al kınalı gelininden

Al poşulu güveyinden, hayâsından edebinden

Alırdık mutluluğu

 

Biz eskiden

Kadınımın yaşmağından, er kişinin heybetinden

Ataerkil ailesinden, kaynananın kaş gözünden

Bir tas çorba yemeğinden, güler yüzün can sözünden

Alırdık mutluluğu

 

Biz eskiden

Bebeklerin ak bezinden, dede ninenin isminden

Tahta oymalı beşiğinden, yanık yanık türküsünden

Hayırlı evlat duasından, ocağımın meyvesinden

Alırdık mutluluğu

 

Biz eskiden

“Havadaki turnalardan, su içtiğin kurnalardan

Giyindiğin urbalardan, yerdeki karıncalardan”

Alırdık mutluluğu