Yaklaşık 25 gündür dolaşıyorum, Van gölü ile ilgili gördüğüm en büyük eksiklik sahipsiz olması. Yaradan bu bölgeye müthiş bir bağışta bulunmuş ve Van Gölü’nü buraya armağan etmiş. Ancak bizler, dünyanın en büyük 3. ve Türkiye’nin en büyük gölünün kıymetini bilmiyoruz.
Tüm sahiller pislik içerisinde, ne ararsanız var. Deniz bu yıl müthiş temiz (suyu). Ancak kıyılar tam anlamıyla felaket. Kıyı boyunca yüründüğünde her 20 metrede bir çöplerin haricinde, insan pisliklerine rastlıyorsunuz.
Hatta Antalya ve diğer illerden gelen misafirlerin yanında bunları görmek, bizleri müthiş utandırdı. Ancak, buralarda birer tuvalet yapılmamış olması aslında en büyük utanç ve eksiklik olsa gerek.
Evet buradan, Tüm Van Gölü’ne kıyısı bulunan belediyelere sesleniyorum; lütfen belirli aralıklarla kıyılara seyyar tuvaletler koyunuz. Ayrıca insanların yoğun olarak denize girdikleri belirli bölgelere de duşa kabinli soyunma kabinleri koyunuz.
Hakkını vermek lazım, karayolları muhteşem işler yapıyor burada. Her tarafta yol bakım ve genişletme çalışmaları var. Yollar inanılmaz güzel olmuş. İnanın batının çoğu yerinde böyle yollar yok.
Ancak burada da bir eksiklik gördüm hem de bana göre çok ciddi bir eksiklik.
Yollar yapılsın tamam, ama yolları yaparken; insanların denize girebildiği inanılmaz güzel kumsalı ve kıyısı bulunan yerlere girişler kapatılıyor. Yollar yükseltildiği için araçlar ve insanlar, o kıyı ve kumsallara giremiyorlar. Bu konuyla ilgili Bitlis Karayolları Müdürlüğüne gerekli bilgiyi verdim ve sitem ettim.
Daha önceki gün yaşadığım olayı örnek vereyim size; Hınekerin burnu diye tabir edilen yere denize gitmiştik. Burada da yol genişletme ve yükseltme çalışmaları devam ediyordu. Benim aracın altı alçak olduğu için aracı anayol üzerinde bıraktım ve denize öyle girdik. Çıktığımızda araçların kıyıya inen yolun kapatıldığını gördüm. Ailecek başka ilden gelip denize giren aile şaşkınlık içinde ne yapacaklarını bilemeden bakıyorlardı. Hemen müdahale ettim ve çalışma yapan kepçeyi çağırarak yolu düzeltmesini, insanların çıkamadığını ve birçok insanında içerilerde mahsur kalacağını söyledim. İlk başta ciddiye almadı, alaycı bir gözle baktı, ben ısrarımı sürdürdüm, birde arabanın önündeki basın kartını görünce istemeden de olsa yolu düzeltti ve mahsur kalan insanlar araçlarını çıkarabildiler.
Çekindikleri için bir şey söylemeyen insanlar bana teşekkür ederek ayrıldılar.
İşte bizim ülkemizde sürekli yapılan bir şey olan, bir şeyleri yaparken başka bir şeyleri bozma kültürümüze bir örnek dedim kendi kendime.
Bu arada, geçtiğimiz hafta içinde, AKEV-İstanbul-İzmit-Antalya-Manisa-İzmir dernekleri öncülüğünde Van gölü kıyı temizleme etkinliği yapıldı. Emeği geçenlerden Allah razı olsun. Bu bilinci burada yaşayanlara aşılamamız şart.
Velhasıl; Başlıkta da dediğim gibi, Yaradan bize müthiş bir nimet olarak Van Gölü’nü bahşetmiş, ama biz bunun kıymetini bilmiyoruz. Yapılacak şeyler aslında çok basit. Kıyılar temiz tutulacak, kumsallık ve denize girilebilen yerlerin yolları düzeltilecek, belirli aralıklarla Seyyar tuvaletler ve özellikle Duşa Kabinler koyulacak, bu konuda Belediyelere çok iş düşüyor.
Günümüz dünyasında en güzel gelir kapılarından bir tanesi turizmdir. Bu potansiyel var, yeter ki bilinçli ve duyarlı davranalım. Denize girmek için gelen yazlıkçılar ve turistler, esnafa da para kazandırıyorlar. Bütün bunları göz ardı etmemek gerektiği kanaatindeyim.