Merhabalar sevgili okurlarım. Malumunuz üzere geçtiğimiz hafta Çarşamba günü Ahlat yolculuğum başlamıştı. Yolculuğum sırasında da ara ara canlı yayınlar yapmıştım Facebook’ta. Araçla ve yaklaşık 2 gün süren yolculuğum sırasında ilginç ve güzel anılarım oldu. Yola çıkabilmek için son günlerde inanılmaz bir tempoyla koşuşturdum. En nihayetinde Çarşamba günü akşam 20.30 gibi Bismillah deyip yola koyulduk. Gece yol gitmek, serin olması, arabayı zorlamayacak olması hem de yolların sakin olması nedeniyle tercih sebebim oldu. Ancak birde uyku ve yorgunluk gibi ciddi riskleri de vardı gece yolculuğunun...
Ara ara dinlenerek gidiyordum, ancak yine de son günlerin yoğunluğu saatler ilerledikçe uyku olarak geri dönüyordu bana. Tokat’tan geçiyorduk ki gözlerim kapanmaya başladı. Neredeyse yoldan çıkacaktım. Allah’tan eşim vardı da uyarıyordu beni. Uykumu dağıtmam lazımdı. Eşime; Hanım ne dersin bu bahçeli evlerden birine rastgele çat kapı yapalım mı? Uykumda dağılır hem dedim (Facebook’tan takip ettiğiniz üzere özellikle Ramazan aylarında sürekli yapıyorum çat kapıları). Oda nasıl istersen dedi. Arabayla bir evin önüne geldik. Baktım ki 3-4 tane araba var dedim bunların misafiri var girmeyelim. Biraz daha ileride yine çok güzel bir ev gördüm ve arabayı hemen park ettim. İki katlı bahçeli yeşillik ve meyve dolu müstakil bir evdi. Merdivenle üst kata çıktım ve kapıyı çaldım. Yaklaşık bir dakika sonra yüzü tıraş sabunlu bir amca geldi kapıyı açtı. Selamun aleyküm, biz İstanbul’dan geliyoruz, rastgele bir eve çat kapı yapalım ve bir çaylarını içelim diye düşündük dedim. Amcam yüzünde inanılmaz bir şaşırma ifadesiyle ama bir o kadarda emin olarak buyurun dedi. Adamcağız tıraş oluyordu. Bizi balkona buyur etti ve kendisi ricamız üzerine tıraşını tamamlamaya gitti. Birkaç dakika sonra yanımıza geldi ve başladık muhabbete. Öğrendik ki Tokat’ın Reşadiye İlçesine bağlı bir beldedeymişiz. Amcama Çat Kapılarımdan bahsettim. Şaşırmakla birlikte çok hoşuna gittiğini söyledi. Muammer amcam Asker emeklisi, samimi ve oranın yerlisiydi. Eşi şeker hastalığından dolayı bir haftadır hastanede yatıyormuş. Kendisi de hastaneye gidip geliyormuş. Muammer Amca; “Size kahve yapayım” dedi, hanım ise “Olmaz siz oturun ben yaparım” dedi. Biz Muammer amcayla muhabbete devam ettik. Çat Kapı, meselesinin cesaret gerektirdiğini ve beni takdir ettiğini söyledi Muammer amcam. Çocuklarının İstanbul’da yaşadığından, her yıl belirli dönemler İstanbul’a geldiğini söyledi.
Muhabbet devam ederken, hanımda kahveleri yapıp getirdi sağ olsun. Samimi ve içten bir amcamızdı Muammer bey. Melik Şah’ta kendini baya sevdirmişti amcasına. O sırada Muammer amcamın eşi aradı. Konuşmalardan anladığım kadarıyla hastaneye neden geç kaldığını soruyordu. Amcamda; Rastgele misafirlerin geldiğini anlatıyordu. Ancak anladığım kadarıyla da  teyzemizi inandıramamıştı…
Devamı haftaya..
Selam ve Dua ile..