Merhabalar sevgili okurlarım. Bu hafta kısa ama öz bir yazı yazmak geldi içimden. Bir çoğunuzun içinden geçenleri kaleme alacağım hayatla ilgili…
Hayat işte… Bir bakıyorsunuz yıllar su gibi akıp gitmiş. Her insan gibi dönüp arkaya bakarsın. Geri getiremeyeceğin geçmişe. Acı tatlı On’larca yıl geçmiştir sayılı ömründen. Kimilerini hatırlarken yüzümüzde tebessümler belirir. Kimilerindeyse tarif edilemez bir hüzün. Nasıl hatırlarsak hatırlayalım geçmişte kalmıştır sonuçta. Hayat devam ediyor, güne ve geleceğe bakmak gerek elbette…
Bakarsın yaşadıklarına, yaptıklarına ve karşılığında kendine yapılanlara. Bazen sitem edesi gelir insanın.
Aileye bakalım ilk başta. Yıllarca gece demeden gündüz demeden çalışırsın, üf bile demezsin, namerde muhtaç olmasınlar dersin. Harama bulaşmadan helalinden kazanmak için yırtınıp durursun (Günümüzde helalinden kazanmak çok zor). Bir dediklerini iki etmezsin yine de memnun edemezsin. Bir bakarsın çok yorarlar seni.
İş hayatında, mükellefinin işini kendi işin gibi benimsersin. Her şeyine dikkat edersin. Umursamaz davranmayıp, gelecekte çok daha ciddi sorunlarla karşılaşmalarını istemediğinden gerekli uyarıları yaparsın, bakarsın dinlemezler. Çok ciddi çalışmalar yaparsın, bazen bazı imkânlardan faydalanmaları için gece yarılarına kadar çalışırsın kıymet bilen olmaz. Teşviklerden binlerce lira kazandırırsın, onlar ise üç kuruşun hesabını yaparlar. İş hayatında da en çok yorulduklarındır seni yoranlar.
Sosyal hayatta da durum farksızdır. Dost dersin, hemşeri dersin, komşu dersin, ahbap dersin. İnsani vazifelerini yerine getirirsin. Hal hatır sorarsın, her şeylerine koşturmaya çalışırsın. Elinden gelen desteği esirgemezsin. Yanlarında görmek isterler, yanlarında olursun. İş isterler, destek isterler hayır demezsin. Seni seviyorum derler ama sana iş vermezler. Bir bakarsın hiç beklemediğin anda, yola çıktığın insanlar sana çelme takar. En yakınımda dediklerin, seni seviyorum diyenlerdir çekemeyenler ve ilerlemeni istemeyenler. Bu kadar bozulmuştur dünya, çivisi çıkmıştır adeta.
Yıllarca birlikte koşturursun belirli amaçlar için. Sırtını sırtlarına dayarsın dağ misali güvendiğin için. Tam neticeyi alacağın sırada ilk darbeyi yine onlardan yersin.
Bir çoğunuzun “Evet aynen öyle maalesef” dediğini duyar gibiyim.
Son tahlilde, yorulduklarımızdır her daim bizleri yoranlar…
Yormayanlardan olmanız ve olmak dileğimle…