** Adana döneminde Köyde yaşananlar**

Bensiz adamın evde olmadığını anlayan abileri hemen aramaya koyuldular. Bir komşunun bensiz adamın köy dışına ana yola doğru gittiğini söylemesi üzerine abileri köydeki taksiyi tutup önce ilçeye gittiler. İlçede bulamayınca da diğer büyük ilçeye gittiler. Otobüs firmalarından sorup soruşturdular. Ancak bir netice alamadılar. Akşama kadar süren aramalar netice vermemiş ve bensiz adamın abileri köye geri dönmüşlerdi. Gün boyu endişe, korku ve üzüntüyle haber bekleyen, baştan annesi babası olmak üzere evin tüm bireyleri gelecek sevindirici haberi bekliyorlardı. Ancak abileri eve elleri boş dönmüşlerdi. Bu durumu gören anne fenalık geçirdi, dayanamadı sevindirici haber gelmemesine.

Hayat bir yandan devam ederken, bensiz adamın ailesi karakola gitmiş, kayıp bildirisinde bulunmuştu. Anne gece gündüz ağlıyor bensiz adamdan başka bir şey düşünemiyordu. Köydeki tüm komşular annenin bu haline çok üzülüyor ancak teselli etmekten başkada bir şey ellerinden gelmiyordu. Anne kendince ağıtlar üretir ve ağlamalarını ağıtlar eşliğinde yapar olmuştu.

Günler günleri kovalıyor, ancak bensiz adamdan bir türlü haber alınamıyordu. Ailenin tüm fertleri üzülüyordu tabi ancak en çok kahrolan anne ve babaydı. Sürekli ağlamaktan annenin gözleri kan çanağına dönmüştü. Rutin işlerin dışında yine abileri (Baba ekmek parası için tır şoförlüğüne devam ediyordu) şehre gidiyor bir haber olup olmadığını soruyorlardı emniyet güçlerinden ancak bir türlü sevindirici haberi alamıyorlardı.

Aradan bir ay geçmiş ancak hala bensiz adamdan haber alınamamıştı. Bu arada abisinin yaraladığı adam iyileşmiş ve taburcu olmuştu. Araya büyüklerin girmesiyle iki aile barışmış, belirli bir bedel karşılığında karşı aile kan hakkından vazgeçmişti. Durumun emniyete bildirilmesiylede bensiz adamın üstleneceği olayda ortadan kalkmış oluyordu (Adana’da soruşturmada temiz çıkmasının nedeniydi bu).

O kadar maddi imkânsızlıklar içerisinde birde verilen kan parası ailenin maddi durumunu dahada zorlaştırmış, geçimlerini sağlayan hayvanların satılmasıyla özellikle anne çok üzülmüştü. Bensiz adamın yokluğunun üzerine birde çok sevdiği büyük baş hayvanlarını kaybeden annenin üzüntüsü katlanmıştı.Köy yerlerinde hayvanlara çok önem verilir, doğan yavrulara evin fertleri isim verirlerdi. Geçim kaynağı (Süt, peynir, deri, et vs) yanında hayvanlara birer birey gibi değer verilirdi köyde…

Aradan geçen zamanda art niyetliler tarafından dedikodularda çıkarılmaya başlanmıştı. Üzüntüsü kendine yeten aileye başka üzüntüler getirmişti bu dedikodular.  O yıllar bölgelerinde aşırı sol örgütlerin eylemlerinin yoğun olduğu dönemlerdi. Çıkarılan iftirada da bensiz adamın terör örgütlerine katıldığı vs gibi söylentiler, milliyetçi muhafazakâr aileyi kahredercesine üzüntüye boğuyordu.

Bensiz adamın kayıp olması, Kan parası için verilen hayvanlar ve maddiyatın üzerine yayılmaya başlayan bu dedikodular nur yüzlü anneyi iyiden iyiye çökertiyordu. Öyle gücüne gitmeye başlamıştı ki Herkesin içerisinde yenim etti; “Oğlum döndüğünde inek kurban edip alnına kanını sürmeden eve sokmayacağım”…

Okuduğu liseden de sürekli aileye haberler geliyor, bensiz adamın gelip gelmediğini soruyorlardı. Zira bensiz adam, o zamanın deyimiyle anrşik ortamda okul ikincisi olacak kadar çalışkan bir öğrenciydi. Kaldığı yurttaki hocaları da kendi çaplarında Türkiye genelinde bilgi edinmeye çalışıyorlardı. Tüm yollar deneniyor, her yerlerden sorup soruşturuluyor bir türlü bensiz adamdan haber alınamıyordu. Derken bir komşunun tavsiyesi üzerine o dönemlerde o bölgede meşhur olan bir hocaya gitmeye karar verdi aile. Hocaya durumu izah ettiler. Bensiz adamın ailesine çok düşkün olduğunu asla ailesini bu durumlara düşürecek bir yapısının olmadığını söylediler. Bahsedilen hoca kötülüğe hiç bir şey yapmayan, iyilik için muska yapan ancak herhangi bir ücrette almayan düzgün bir hocaydı.

Hoca kendince yapması gerekenleri yaptı. Bir anda gözleri açıldı. Çok şaşırmıştı duruma, zira ailenin anlattıkları karşısında bunu beklemiyordu. Aileye diyecekleri de aileyi hayretler içerisinde bırakacaktı.

Hoca aileye döndü ve başladı gördüklerini anlatmaya….

Devam edecek…

Selam ve Dua ile

Nevzat ERTEKİNOĞLU

Yazar – Mali Müşavir - Bilirkişi

[email protected]