“Sokaklar ve İnsanlar çok acımasız, yardım et Allah’ım!”

25’li yaşlardaki tatlı bayan elini bensiz adama uzattı. Biryandan da içeridekilere, nasıl insansınız bu çocuğa yaptığınız revamı diye çok şiddetli tepki verdi. Bir süre elini uzatan bayana dalıp baktı bensiz adam. Sonra Otogardaki harabede yaşayan yaşlı adamın “Hiç kimseye güvenme” lafı aklına geldi ve elini vermedi bu bayana. Kendi zorda olsa yerden kalkmaya çalıştı. Zorlanıyordu zira dizi ve kalçası fena acıyordu. Farkında değildi ama gözlerinden de bolca yaşlar akıyordu. Bayanda elini vermeyen bensiz adama sevgi dolu bakışların yanında kafasını ve yanaklarını okşayarak sevdi; senin için yapabileceğim bir şey varmı diye sordu. Bensiz adam ise hayır anlamında başını salladı ama yine her zamanki gibi cevap veremedi. Yaşadıkları kolay değildi, 17 yaşında itilip kalkınmak çok acı gelmişti ona. Etrafta toplananlar dağılmaya başladı, o güzel bayanda uzaklaştı, Bensiz adamda seke seke yine bilinmeyene doğru yol almaya başladı.

Adananın sıcaklarında dolaşıp dururken cami çeşmelerinden su içebiliyordu sadece. Aradan yaklaşık 40 saat geçmiş ve hala yiyecek bir şey bulamamıştı. Artık akşam olmuştu ve kalacak yer aramaya başladı. Otogardaki yere gitmeye korktu hoş bilmiyordu nasıl gideceğini de zira baya uzaklara gitmişti.

Derken bir parka gitti. Etraftaki tüm banklarda ve yerlerde çimlerin üzerinde sayısı az olmayan sokakta yaşayanlar vardı her yaştan. Kendince güvenli liman olarak görmüş olacak ki geceyi burada geçirmeye karar verdi. Amaçsızca ve çekinerek etrafını seyretmeye başladı. 10 yaşından 70 li yaşlara kadar insanlar vardı ortamda. Birkaç kişi hariç diğerleri hep kendi başlarına takılıyorlardı. Kendisine zarar verilmesinden de çok korkuyordu. Özellikle genç yaştakiler sürekli poşetlerin içini koklayıp duruyorlar ve neredeyse orada olanların hepsi sarhoş gibi hareketler yapıyorlardı. Açlık kendini iyice göstermeye ve iyice takatsizleşmeye başlamıştı bensiz adam. Gün boyu dolaşmanın verdiği yorgunlukla uzandığı bankta uyuyakaldı.

Aniden bağırışlarla korkarak uyandı. On metre uzağındaki 13’lü yaşlardaki birini dövüyordu adamın biri. Orada kalanların neredeyse tamamıda adam hücum etmiş ve adama saldırıyorlardı. Sokak çocuklarından biri elindeki küçük çakıyı adamın bacağına saplayıvermesiyle adamın çığlığı çok ürpertti bensiz adamı. Çevreden geçen birkaç insanın araya girmesiyle yaralı adamı alıp götürdüler. O kalabalıktan biri yanaştı yanına. Sen sokaklarda yenisin galiba dedi. Kafasını sallayarak cevap verdi bensiz adam. Gelen 20 li yaşlarda biriydi ve sarhoş gibiydi. Anlattığına göre gelen adam o çocuğu taciz etmiş ve zorla alıp götürmek istemiş, çocuk kabul etmeyince sürüklemeye başlamış ve bunun üzerine de oradakilerin hepsi adama saldırarak engellemeye çalışmış. Duydukları karşısında daha çok korkmaya başladı bensiz adam. Genç; Oğlum bak ne yaparsan yap sakın yalnız kalma sokaklarda senin gibilerin oldu yerlerde yat diye nasihatte bulundu. Baktı ki hiç konuşmayan biri var karşısında yanından ayrıldı bensiz adamın. İçinde neler yaşadığını bilmiyordu tabi. O korku içinde uzandı banka ve uykuya geçti.

Sabahın ilk güneşi tepesine vurunca uyandı. Çıktı yine adana sokaklarında iş ve yemek bulmaya. Artık yüzü gözü ve üstü başı dahada perişan olmuştu. Her gittiği yerde yine aynı cevapları alıyor itilip kakılıp kovuluyordu. Her yaşadığı içinde travmalar yaratıyor ve yaşamdan ümidini kesmeye zorluyordu. Akşama kadar dolaşmış iş veya yemek bulamamış, sadece çeşmelerden su içmeye devam etmiş,  daha da takatsizleşerek önceki gece kaldığı parka geri dönmüştü. Kimseyle konuşmuyor ürkek bir şekilde bankına uzanıyordu. Parkta kalanların neredeyse hepsi bu yalnız gence bakıyordu. Bir süre sonra birkaçı yanına gelerek ellerindeki poşeti uzatıp; kokla bunu rahatlarsın dediler. Hiç tereddütsüz kafasını sallayarak reddetti bensiz adam. Bunun üzerine gelenler yerlerine geri döndüler.  Açlık yorgunluk iyice artmış ve dayanacak gücü kalmamıştı bensiz adamın. Neredeyse 3 gün olmuş ama hala bir şey yiyememiş sadece su içmiş ve hemen hemen her saat başı aşağılanma itilme kalkınma hatta küfürlerle karşılamıştı. Hiç kolay değildi yaşadıkları. Ellerini açıp; Sokaklar ve İnsanlar çok acımasız, yardım et Allah’ım diye yalvardı Yaradan’ına.

Sabahın yine o keskin güneşiyle uyandı bensiz adam. Yine başka caddelere aş ve iş aramaya koyuldu ümitsizce. Ümitsizliği yürüyüşünede yansımış sekerek ve yalpalayarak yürüyordu gencecik delikanlı.

Birçok işyeri ve dükkanda aynı tepkileri yaşamaya devam etti. Yaşama ümidi giderek azalıyordu. Camiye gitti yine çeşmeden bolca su içti. Su içmekten neredeyse içi dışına çıkacaktı ama başka çaresi yoktu. Derken aklına dilenmek geldi. Caminin avlusunda ellerini açtı, birkaç kişi demir paralar attılar. Ancak dilenmeyi kendine yediremeyen bensiz adam hiç paralara dokunmadan korkarak ve utanarak uzaklaştı camiden.

Gece olmuş ve yine iş veya yemek bulamamıştı. Bu defa dolaştığı yerdeki bir parka gitti. Orada da parkta yaşayan 3-5 kişi vardı. Bu defa boş bank yoktu. Yakındaki çöpten bir karton bulup uzandı üzerine. Yandaki bankta oturan üstü düzgün 50’li yaşlardaki adam pür dikkat bakıyordu. İyice ürkekleşti bensiz adam. Adamdan bakışlarını kaçırıyor korktuğu içinde arada bir dönüp bakıyordu adama. Adam hiçbir yere bakmadan pür dikkat kendisini izliyordu. Derken adam geldi çömeldi yanına. Müthiş korkan bensiz adam birden kalkıp dizlerinin üzerine oturdu. Adam; “Kaç gündür açsın genç perişan görünüyorsun, Benimle gel sana istediğini alırım karnını doyururum, parada veririm” dedi.

Bensiz adam yaşlı amcanın sözünü düşündü yüzüne baktı adamın nedense hiç gözü tutmadı adamı. Kafasını sallayarak hayır dedi. Adam ısrar etti; İstediklerimi yaparsan bende ne istersen onu yaparım dedi ve kolunu sıkarak tutup zorla götürmeye çalıştı…

Devam edecek….

Selam ve Dua ile

Nevzat ERTEKİNOĞLU

Yazar – Mali Müşavir - Bilirkişi

[email protected]