Bu konuda kafaların en çok karışık olduğu durumlardan bir tanesi de şüphesiz Suriye ve Suriyeliler meselesi… İnsanlar; Suriyeliler için vatanlarını terk etmelerini anlamadıklarını söylüyorlar. Bende düşünüyorum da, hakikaten bu insanlar neden kalıp savaşmıyorlar da, vatan topraklarını terk ediyorlar? Sonrada hep yapmaya çalıştığım gibi empati kuruyorum, kiminle niçin savaşacaklar diye. Kimin ne olduğu belli değil. Örgütlerin sayısı baya fazla ve kime neye hizmet ettikleri de belli değil. Böyle düşündüğüm zamanda pek kızamıyorum doğrusu.
Maalesef milyonlarca Suriyeli, doğup büyüdükleri, atalarının yadigarı, her karesi geçmişlerini hatırlatan memleketlerinden, hayatları pahasına başka yerlere göç ediyorlar. Hiçte kolay bir şey olmasa gerek bu durum. Bizim ülkemize de resmi makamların verdiği bilgiye göre yaklaşık üç milyon Suriyeli sığınmış durumda. Sohbet ettiğim insanların çoğunluğu bu durumdan oldukça şikayetçi; “Suriyelilere bakmak için çok kaynak harcanıyor, ülkemize ve insanımıza yapılması gereken paralar hep onlara harcanıyor, iş bulmakta zorlanıyoruz. Her taraf Suriyeli dolmuş, dilenenler, ışıklarda bekleyenler vesaire” diyorlar. Evet biraz düşününce pekte boşa konuşuyor gibi değiller. Mantıklı ve cüzdanı düşünerek bakacak olursak doğru bir bakış açısı gibi geliyor insana. Ancak vicdani açıdan bakıldığında hiçte doğru bir yaklaşım olmadığı çok net ortada. Mutlak yapmamız gereken empati kurmak. Ben hemen her konuda yapmaya çalışırım zira. Geçenlerde çocuğum (3 yaşında) merdivenlerden düştüğünde kalbim yerinden fırladı sanki, anlatılamayacak bir acı duydum. Sonra gece kendi kendime düşündüm; benim çocuğumun bir düşmesiyle yüreğim kopuyorsa, gözlerinin önünde çocuklarının, eşlerinin, anne ve babalarının ve dahi sevdiklerinin paramparça olduğunu görmek yada kaçınılmaz bir son olduğunu düşünmek, nasıl bir acıdır dedim kendi kendime. Rabbim kimseye yaşatmasın.
Suriyelilerden dolayı iş bulamıyoruz görüşüne de katılmıyorum. Mesleğim icabı piyasayı dolaştığımda görüyorum ki, tembel, iş beğenmeyen bir toplum olmuşuz. Herkes masa başı iş arıyor, kimse iş beğenmiyor. Tanıdığım birçok firma Türk işçi bulamadığı için yabancı veya Suriyeli işçi çalıştırıyor. Sorduğumda, Türk işçilerin işi hiç kabul etmediğini yada başlayanlarında en fazla bir iki gün çalışıp haber dahi vermeden işi bıraktığını söylüyorlar. Eleştiriyi çok seven ancak öz eleştiri hiç yapmayan bir millet olduk vesselam.
Evet dediğim gibi günümüzde kafalar karışık, ancak bence sorunun ve kafa karışıklığının temel nedeni, insani ve vicdani değerlerin azalmasıdır bence. Her olaya parasal veya ekonomik açıdan bakar olduk. İnsani ve vicdani olarak bakmaz olduk olaylara. Evde her yemekte çocuklarıma yemeği ziyan etmemelerini, dünyada milyonlarca aç insanın her lokmada hakkı olduğunu söylüyorum hep.
Sonuç itibariyle günümüzdeki tüm sorunlarda olduğu gibi Suriyeliler konusunda da vicdani düşünülmesi gerektiği kanaatindeyim. Her ne kadar ekonomik açıdan Söylenenlerin gerçeklik payı olsa da, İnsanlık vicdanen bakmamız gerektiğini söylüyor bize.
Peki siz ne dersiniz? Cüzdan mı? Vicdan mı?
“Bir insan acı duyabiliyorsa canlıdır, Başkasının acısını duyabiliyorsa İnsandır”
Che Guevera
Vicdanla kalın..