Neyseki Venezuela Ordu komutanı darbeye karşı olduklarını, mevcut başkan Maduro ve anayasaya bağlı olduklarını beyan ettilerde ABD nin hevesi kursağında kaldı şimdilik. AB ülkelerinin istediği Seçim içinde Venezuela BM Temsilcisi ve Bizzat Maduro ağızlarının payını vererek Dik durmaya devam ettiler. Asıl vazife Venezuela Halkınındır. Asla ve Asla Liderlerini ve Ülkelerinin geleceğini satmamalıdırlar. Şimdi onlara düşen Bizlerin yaptığı gibi Sokaklarda durup liderlerine ve dahi Ülkelerine sahip çıkmaktır.
Beni en çok şaşırtan durum ise; AB Ülkelerindeki gerçek demokrasi taraftarlarının ve dahi ülkelerinin, özelliklede solcuların hiç sesini çıkarmaması. Aynı durum bizim Solcularımız içinde geçerli. Hatta bizim solcular sırf Erdoğan ile dost diye(ki Türkiye ile dost demektir bu durum) Maduro’nun karşısında ve dahi Emperyalistlerin yanında oluyorlar. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır anlayabilmiş değilim.
Demokrasi demokrasidir. Sevdiğim Lidere Demokrasiye evet sevmediğime hayır diye bir şey olamaz. Halk kimi seçmişse ona saygı duymaktır aslolan. Demokrasiyi ya savunacaz yada çekinmeden darbenin, diktenin, dayatmaların, vesayetin yanında olacağız. Sözde Demokrasi naraları atıp Özde Vesayet sisteminin ve dahi darbenin yanında olmayacağız. Velhasıl; Her nerde olursa olsun, Lider kim olursa olsun Her daim demokrasinin yanında olmalıyız. Solculuğun asıl felsefesi olan Emperyalizme karşı olma ilkesini ne yazık ki son yıllarda göremiyoruz. Buna istinaden bende bu durumu “Emperyalist Solculuk” diye yeni bir kavram olarak ilan ediyorum.
Devam edecek…
Selam ve Dua ile