Merhabalar sevgili okurlarım. Öncelikle gelecek Ramazan Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyor, huzur ve mutluluk içinde nice bayramlar görmenizi Yaradan’dan niyaz ediyorum. Malumunuz Üzere asıl mesleğim Mali Müşavirlik. Doğal olarak piyasada olan bitenden yakinen haberdar ve bilgi sahibi oluyoruz. Devlet-Hükümet iyi niyetli olarak güzel kanunlar çıkarıyor, Ancak uygulama çok farklı oluyor maalesef. Birkaç örnekle açıklamaya çalışayım. Öncelikle geçtiğimiz yıllarda yapılan KOSGEB sıfır faizli krediyle başlayalım. KOSGEB gizli krizle can çekişen Kobilere ve esnafa azda olsa can suyu olsun diye başvuran herkese onay verdi her ne kadar 20.000 TL az olsa da. Ancak bankalar başvuranların neredeyse yarısına öncelikle sağlamlık bahanesi olmak üzere çeşitli bahanelerle bu krediyi vermedi. Daha sonra piyasada kısaca KGF kredisi olarak adlandırılan kredi imkanı tanınd ı(Burada eleştiri konum taksit sayısının az olmasıydı). Yine KOSGEB sıfır faizli kredide olduğu gibi bankalar aynı gerekçelerle gerçek ihtiyaç sahibi Kobi ve esnafa bu krediden de vermedi. En nihayetinde hükümet bu yıl nefes Kredisi adı altında bir kredi imkânı getirdi. Kobi ve Küçük esnafa nefes olsun diye getirilen bu krediye de limit ve yukarıdaki gerekçelerle bankalar yine gerçek ihtiyaç sahiplerine vermedi. Bizatihi şahit oldum, başvuranlardan maddi durumu iyi olan hemen hemen her firma nefes kredisini aldı. Hatta bankalar bizatihi maddi durumu iyi olan firmaları arayıp kullandırdılar. Ancak durumu kötü olan Kobi ve küçük esnafın ezici bir çoğunluğu kredi alamadı.
Bu üç kredide gördüğümüz üzere amaç ile uygulama hiç ama hiç uyuşmuyor. Parası olana başka bir deyişle ihtiyacı olmayana krediler veriliyor (artık o krediyi hangi amaçla kullanıyorlar bilemiyoruz), gerçek ihtiyaç sahibi Kobi ve esnafa bankalar kredi vermedi vermiyor. Buda bir nevi para parayı kazandırıyor olmuyor mu?
Gelelim devlet kurumlarına. Devlet kurumlarındaki (KOSGEB-SGK-Vergi Daireleri vb.) memurlar iş çözmek ve yardımcı olmak için değil, işleri zorlaştırmak için uğraşıyorlar. Özellikle KOSGEB personeli bu konuda birinci sırada. Hizmet makamında olanlar öyle bir muamele ediyorlar ki, sanki lütufta bulunuyorlar. Çeşitli bahanelerle sürekli eksiklik çıkarmalar, azarlar gibi cevap vermeler, yardımcı olmak yerine set çıkarmaya çalışmalar neler neler. Hükümet iş kuracak gençler için hibe destek ve kredi imkânı getirdi. İşyerini açıp tüm işlemleri yaptığı halde 8 aydır zerre mesafe kat edemeyenler var. Vekâletimiz olduğu halde bizlere bile başvuru hakkı ve bilgi verilmiyor. İllede kişinin kendisinin gitmesi isteniyor. Hiçbir bilgisi olmayan Tacir gittiğinde yeterli ve anlaşılır bilgilendirme ve yönlendirme yapılmayınca işler sarpa sarıyor. Hiç ilgisiz, sanki kendi parasını veriyormuş ve dahi vermemek için uğraşıyormuş gibi tavır içerisindeler.
SGK ve Vergi dairelerinde de durum çok farklı değil. Lütuf gibi iş yapıyor, çözümden ziyade sorun çıkarma konusunda memurlar adeta yarışıyorlar. Gerçi son aylarda aktif hale getirilen İnteraktif Vergi dairesi memurlarla muhatap olma sayısını azaltacak gibi. Ancak SGK’da henüz böyle bir uygulama yok.
İşte tamda bu sebeplerle; memurlara performans, not verme (eğitim ve güvenlik kurumları hariç) getirilmesi yerinde olacaktır.
Aslında daha yazacak çok şey var, sonraki yazılarımda ara ara yazmaya devam edeceğim İnşallah.
Vel hasıl; Hükümet yapıyor; kurumlar, bürokrasi ve memurlar yıkıyor.…
Selam ve Dua ile