Yüce Allah yarattığı kullarının dünya ve ahiret saadetine kavuşmaları için birçok fırsatlar yaratmıştır. Kitap ve peygamberler göndermek suretiyle de bu fırsatlardan nasıl istifade etmemiz gerektiğini bizlere öğretmiş.
Belki de bu fırsatların en önemlisi bugün itibariyle girdiğimiz üç aylar diye tabir edilen zaman dilimidir. Zira bu zaman dilimi; Regaip kandilini, miraç kandilini, beraat kandilini, Ramazan ayını ve bin aydan hayırlı olan kadir gecesini barındıran bir zaman dilimidir. Büyük bir fırsattır. Bu fırsat öyle bir fırsattır ki ne bir günden nede bir aydan ibarettir. Tam üç aydan ibaret olan bir zaman dilimidir.
Öncelikle günah işleyen bir varlık olmamız hasebiyle günahlarımızın affedilmesi için bu mevsimi iyi değerlendirmeliyiz. Manevi hayatımızda büyük öneme sahip olan bu mevsimi yaşarken bize lütfedilmiş son fırsat olarak yaşamalıyız. (Allah bilir) belki de son fırsatımızdır. Zira dünyaya gelişimiz gibi gidişimizden de haberdar değiliz. Haberdar olduğumuz tek şey her an ölebileceğimizdir.
Hangi birimize dünyaya gelirken gelmek ister misiniz diye soruldu.
Sorulmadı değil mi?
Ölürken de hiçbirimize sorulmayacaktır.
O halde yapmamız gereken, vaktini tayin edemediğimiz, her daima hissettiğimiz ölüme hazırlıklı olmaktır. İşte bu üç ayları yaşarken ölüme hazırlık yapmak için son fırsat olarak yaşamalıyız.
Gelmiş ve geçmiş günahlarının affedildiği ve ismet sıfatına sahip olduğu halde günde yetmiş defa tövbe ve istiğfarda bulunan Hz peygamber (sas); “Ey Allah’ım Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl, bizi Ramazana yetiştir.” Buyurmak suretiyle bu aylarda bizlere tövbe ve istiğfar kapısını göstermiştir.
Bu sebeple üç aylar tamamıyla oruç ayları olarak görülmemelidir. Oruç ayı Ramazan ayıdır. Recep ve şaban ayları ise günahları terk etme ve iyilikte bulunma aylarıdır. Ebetteki bu aylarda Oruç ta tutulabilir. Zira Hz. Peygamber(sas) bu aylarda oruç tutmuştur. Ancak oruçtan ziyade nefis muhasebesi, nefis tezkiyesi önemlidir. Geçmiş günahlardan pişmanlık duyup tövbe etmek önemlidir. Cenab-ı Allah Kur’an-ı kerimde tevbe suresi 36. Ayette “ Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin” buyurarak haram aylarda günah işlememeye dikkatimizi çekmiştir. İşte üç ayların ilki olan Recep ayıda bu aylardan biridir. Dolayısıyla bugün itibariyle girdiğimiz Recep ayında bir daha işlememek üzere günahlardan uzaklaşmalıyız. Merhamet ayı olan Ramazan ayına tertemiz bir şekilde girmek için hazırlık yapmalıyız.bHz Peygamber (sas), kameri ayların 13. 14. Ve 15. Günlerini, her pazartesi ve Perşembe günlerini oruçlu geçirmiştir. Dolayısıyla onun ümmeti olan bizlerinde Recep ve Şaban aylarında bu sünneti yerine getirebiliriz. Namaz ibadeti ile ilgili hata ve kusurlarımızı fark edip eksikliklerimizi tamamlayabiliriz. Kılamadığımız namazların kazalarını kılabilir, Ailemizle, akrabalarımızla, çevremizle iyi geçinmeye, ahlakımızı düzeltmeye gayret edebiliriz. Haksızlık yapmış isek hemen haksızlığımızı ikrar edip af dileyebiliriz. Hakkımız olmayan şeylerden feragat edebiliriz, haksız kazançlardan elimizi çekebiliriz. Bu şekilde davrandığımız ve yaşadığımız vakit Recep ve Şaban ayları bizim için mübarek ve bereketli aylar olur. Ramazan ayını hakkıyla yaşamayı hak etmiş oluruz.
Cenabı Allah Recep ve Şaban aylarını bizlere mübarek kılsın, bizleri Ramazan ayına kavuştursun, duasıyla girmiş olduğumuz üç ayların mübarek olmasını, ülkemize, milletimize rahmet ve bereket getirmesini ve her yönüyle hayırlara vesile olmasını cenabı Allah’tan niyaz ediyorum
Zahit Demirel
Ahlat İlçe Müftüsü