Evet Ahlat’ta yaklaşık 30 gün kalmama rağmen bu süre bile bana yetmedi. Eş dost tanıdık çok olunca zamanın nasıl geçtiği anlaşılmıyor. Özlemimizde bitmedi tabi bu süreye rağmen. Buradan tekrar ziyaretine gidemediklerimden özür diliyorum. İnanın elimden geldiği kadar ziyaretler yapmaya çalıştım.
Ahlat’ta iken 4 Eylül de görüşüp elini öptüğüm, muhabbet ettiğim ve duasını aldığı köylümüz baba dostu Hacı Naif Tekin 1 hafta önce vefat etti. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Çok üzüldüm, hatta o gece yatamadım dersem abartmış olmam. O gece düşündüm; büyüklerimiz, baba dostları, hatır bilen, insani yönleri muhteşem olanlar birer birer göçüp gidiyorlar bu diyardan. Üzülmemek elde mi? Tek tek isimlerini sayayım dedim kalanların (köyümüzden) iki elin parmaklarını geçmedi. Bu insanları hayattayken ziyaret edip ellerini öpüp dua almak biz Ahlatlılara yakışan en güzel harekettir, öyle değil mi?
İşte bu son olayda bana gösterdi ki; Ziyaretler çok önemli. Özellikle büyükleri ve hastaları ziyaret daha önemli. Onların bu hayattayken dualarını almak ise en önemlisi, zira yaradanın emanetini ne zaman alacağını bilemeyiz.
Bana hep diyorlar ya bu kadar ziyaret yapıyorsun neden? O insanları hayattayken ziyaret edip dualarını almak, Babama ve ölmüşlerime rahmet okutmaktır tabiki amacım. Bu nedenle elimden geldiği kadar ziyaret etmeye hal hatır sormaya ve dua almaya devam edeceğim inşallah. Kimilerinin duası vardır ki bu dünyada ve öteki dünyada en büyük koruyucu zırh olacağına inancım tamdır.
Bu vesile ile siz okurlarımın ölmüşlerine ve tüm ölmüşlerimize tekrardan rahmet, yaşayanlara sağlıklı ve huzurlu seneler dileğimi yineliyorum.
Yoğun olduğumdan Yazımı fazla uzatamayacağım, Haftaya görüşmek üzere, sağlıcakla kalın.
Sevgilerimle…