Merhaba sevgili okurlarım. Bu hafta genel bir konuda yazayım istedim.

Yaklaşık altı sene önceydi. Tunus’ta bir pazarcının kendini yakmasıyla fitillenen bir şey oluyordu Arap dünyasında. Tunus’ta 23 yıldır iktidarda olan Bin Ali iktidarı bırakıp kaçmak zorunda kalıyordu.

Evet, Bu rüzgar Daha sonra domino etkisi yaparak diğer Arap ülkelerine yayılıyordu. Ve Batı dünyası bunun adını “Arap Baharı” koyuyorlardı.

Ben, hayretler içinde olan bitenleri haberlerden izliyordum ve batının bu hareketi desteklediğini görünce de altında bir şeyler arıyordum. Gel zaman git zaman Çoğu Arap ülkesinde iktidarlar değişiyordu.  Ben, çevremde konuyu konuştuğumuz herkese diyordum ki; Siz bekleyin biraz, göreceksiniz gelen iktidarların çoğunu batı dünyası yine değiştirecek. Bunu söylediğim arkadaşlar; “Yapma Nevzat görmüyormusun Arap halkı tarihi boyunca belki de ilk kez kendi sokaklara inerek istediğini iktidara getirdi” dediler.

Benim Halka ve yaptıklarına diyecek bir şeyim yoktu  ve destekliyordum da. Benim kafama takılan  Batı’nın bu hareketi desteklemesi ve halkın istediği kişilerin ve iktidarların gelişi idi. Zira Osmanlı imparatorluğundan bu yana hiçbir Arap ve hatta Müslüman ülkesinde Halkın İktidarı olmamış ve batının kuklası diktatörler veya Hükümetler hep iktidar olmuştu.

Evet maalesef haklı çıkmıştım yine. Batı kendine uymayan iktidar ve liderleri tek tek indiriyordu.

Bunun En güzel örneği Mısır idi. Halkın çoğunluğunun oyuyla iktidara gelen Mursi, Batının ve İsrail’in Kuklası olmadığı ve Türkiye ile yakın ilişki içerisine girdiği için Darbeyle iktidardan indiriliyordu, hem de en güvendiği SİSİ tarafından. Hiçbir Batı ülkesi sesini çıkarmadı, gerçi neden çıkarsın ki zaten plan onların planıydı.

Başka bir örnek, Bir sene öncesine kadar İtalya’nın merkez meydanında çadırlar kurup inanılmaz saygıyla karşıladıkları Muammer Kaddafi’yi, Son Yarım yüzyıldaki yeni taktikleriyle, yani Birbirilerini vurdurarak ve muhalifleri kullanarak vahşice ölümüne sebep oluyorlardı. Daha önce Saddam Hüseyin de ve dahi bir çok liderde yaptıkları gibi. Filistin devlet Başkanı ABBAS Amerika’nın istediği bir adam olduğu için hala hayattadır. Hamas Lideri Halit Meşal istedikleri adamlardan olmadığı için sürekli suikast girişimlerine uğramaktadır.

Türkiye’de ise GEZİ olaylarıyla muhalifleri kullanarak bunu denemeye çalıştılar ancak başarılı olamadılar.

Neticede, Maalesef Arap baharı, Arap hazanına döndü ve hala hazan olarak devam etmekte.

Bu konu üzerinde kitaplar yazacak kadar çok şey yazılabilecek bir konu, bu nedenle bu ve güncel olaylara ilişkin yazılarıma ileriki yazılarımda da devam edeceğim.

 Bu haftaki yazımı İngiliz Bir yazarın Sözüyle tamamlamak istiyorum;“ Araplar ve Müslümanlar Osmanlı’yı arkadan vurdukları andan sonra bir daha rahat yüzü görmeyeceklerdir.”

 Yorum sizin…..

 Sevgilerimle…