“Çöpten yemek yeme…”

Üstü düzgün 50 li yaşlardaki adam kolunu sıkarak zorla götürmeye çalıştı bensiz adamı. Çok korkan bensiz adam şiddetle direndi. Bunun üzerine Koca adam bensiz adamı yerde sürüklemeye başladı. Adam güçlü bensiz adam ise 6 günlük açlığında etkisiyle çok takatsizdi. Bensiz adam yerde sürüklenirken bir yandan çaresizce yerdeki çimleri tutuyor kendince direnmeye çalışıyordu. Bensiz adam baktı ki gücü yetmeyecek avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı. Adana’ya geldiğinden buyana neredeyse hiç sesi çıkmayan bensiz adam tüm enerjisiyle bağırarak yardım istedi. Bensiz adamın susmayacağını anlayan adam sürüklemeyi bıraktı ve o öfkeyle çok şiddetli bir tekme attı bensiz adamın suratına ve küfürler savurarak uzaklaşmaya başladı. İnanılmaz derecede darbe alan bensiz adamın ağzı burnu kan içinde kalmış, hıçkıra hıçkıra ve yüksek sesle inleyip ağlıyordu. İşin enteresan yanı orda olanlar yardıma gelmiyorlardı.

Bensiz adamın ağlaması ve inlemesi durmuyordu. Derken orda olan 5 kişi bensiz adama doğru gelmeye başladılar. Yerinden dahi kıpırdayamayan bensiz adam yardıma geliyorlar diye sesini kısarak iç çekerek ağlıyor, ağzından burnundan da kan akmaya devam ediyordu.  Gelenler; Sen adama ne dedin adam kızdı da gitti diye bensiz adamı azarlamaya başladılar. Zaten canı çok yanan bensiz adam şok olmuş ağzını da kıpırdatamadığı için cevap veremiyor hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ediyordu. İçlerinden biri “ Sen o adamın kim olduğunu biliyor musun haftada bir gelir bize para verirdi, giderken bizede küfür ederek gitti, artık buradakilere bir şey vermez” diyerek azarladı. Sonra beşi birden bensiz adamı dövmeye başladılar. Zaten ağzı burnu kan içinde kalan bensiz adam bu defa karnına ve bacaklarına tekme darbeleri alıyordu, bir yandanda yarından itibaren buraya bir daha gelmeyeceksin diyordu içlerinden biri. Yere yatan bensiz adam çaresizce sadece yüzünü yere eğmiş ve iki eliyle suratını korumaya çalışıyordu. Bensiz adamın kıpırdamadığını anlayınca bırakıp gittiler. Zira yediği dayaktan bayılmıştı. Giderken bir iyilik! Yapmışlar ve kafasının altını yükseltip öylece bırakıp gitmişlerdi.

Bu yaşına kadar ve ömrü boyunca da yiyemeyeceği dayağı yemişti. Artık üstü başı sadece kir değil kanla bir olmuştu. Burnu kırılmış dudağı patlamış ve dilide kanamıştı. Birisinin kafasını okşadığını hissederek uyandı bensiz adam. Baygınken yanına tesadüfen Otogara ilk geldiğinde rastladığı yaşlı amca gelmiş, baygınken burnuna tampon uygulamış ağzını burnunu kendince temizlemeye çalışmış, kafasını dizine koymuş bensiz adamın uyanmasını beklemişti.

Bensiz adam gözlerini açtığında yaşlı adamı görünce buruk sevinç yaşadı. Yaşlı adam hastaneye götürmek isteyince, yakalanma korkusuyla teklifi hiç düşünmeden reddetti. Adamın getirdiği şişe sudan yarısını yere dökerek içti. Ağzını düzgün hareket ettiremiyordu. Adam bensiz adamı hastaneye gitmeye ikna edemedi. Yürüyecek hali olmadığını gördü. Kendisi zaten anca yürüyebiliyordu, oda alıp götüremezdi. Biraz hayat hikayesini anlattıktan sonra gitmek zorunda olduğunu söyleyip ayrıldı yanından. Bensiz adam  hiç uyumadan sabaha kadar ağladı. (İleriki yaşlarında Kolay kolay ağlayamamasına neden olacaktı bu ağlamalar).

Günün aydınlanması ile yerde sürünerek ve son takatini harcayarak az ilerideki çöpe doğru gitti.. Çöpten taşan yerdeki ekmeği gördü içi gitmeyerekte olsa yedi. Yedinci gün olmuş ve mecburiyetten de olsa çöpten aldığı çeyrek ekmeği canı acıya acıya yemişti. Çenesini kıpırdattıkça inanılmaz canı yanmıştı. Ağlaması hiç durmuyordu ve bıraktı kendini çöpün yanındaki çimlere…

Kendine geldiğinde korkudan acılar içinde düşe kalka uzaklaştı o parktan. Kaldırım ve yol kenarlarında sürünerek giderken onlarca insandan hiç biri dönüp bakmıyordu bile. Saatlerce gittikten sonra Küçük Saatin karşısındaki parka gelmişti. Hayatının dönüm noktası olacak geceye doğru zaman ilerliyordu. Kendini bankın birinin üzerine bıraktı ve uyuya kaldı. Gece başına geleceklerden habersizce…

Devam edecek….

Selam ve Dua ile

Nevzat ERTEKİNOĞLU

Yazar – Mali Müşavir - Bilirkişi

[email protected]