Çanakkale bir destan olmakla beraber aynı zamanda bütün dünyaya insanlık dersini veren bir mektep de olmuştur.  Dünyanın zulümle, kinle, nefretle yoğrulduğu günümüzde bütün dünya bu insanlık dersine dünden daha çok ihtiyacı vardır. Çanakkale savaşında Bouvet zırhlısı batarken kendisini suya bırakan Fransız subaylarından birinin anlattığı şu manzara her şeyi ortaya koymaktadır:

  “Birden bire müthiş bir patlama oldu. Yere kapaklandım. Sonra dehşetli bir sarsıntı ile havaya fırladım. Ve kendimi boğaz’ın buz gibi sularında buldum.  Mayına çarpmıştık. Gemimiz batıyordu. Artık hiçbir şey yapılamazdı. Yüzerek kurtulmaktan başka çare de yoktu. Sahil yakındı. Fakat sağ bacağımdan yaralanmış olduğumu ve bunun müthiş bir ıstırap verdiğini hissetmeye başlamıştım. Buna rağmen, sahile doğru yüzmeye çalıştım. Karaya ayak atmak üzere iken, tüfeğine süngüsünü takmış bir Türk askerinin bana doğru koşarak geldiğini gördüm. Bu süngüden kurtulamayacağımı ve biraz sonra göğsüme saplanan süngünün sırtımdan çıkacağını peşinen kabul ettim.Gözümü yumdum ve akıbetimi beklemeye başladım. Türk askeri yanıma yaklaştı. Yere diz çöktü. Cebinden çıkardığı sargı beziyle yaramı sardı. Sonra da sırtından kaputunu çıkardı, titreyen ıslak vücuduma sardı. Üzerimize yağan mermi yağmuruna hiç aldırış etmeden, koluma girdi. Yavaş yavaş geriye doğru yürüdük. Türk siperlerine gelmiştik. Beni orada da çok iyi karşıladılar. Türkler, siperlerinde bana sıcak bir çay ikram ettiler. Kısa bir zaman içinde kendime geldi.” (Çanakkale’de şahlananlar, Vehbi Vakkasoğlu) 
          İşte bunun için destanlaşmış bu büyük zaferden insanlık adına ibret alınmalıdır. Müslümanlar Kardeşliğini hatırlayarak kenetlenmelidir. Birlik ve beraberliği, bozan, toplumun huzurunu kaçıran her bir şey Çanakkale misali omuz omuza bertaraf edilmelidir. Kesinlikle bilinmelidir ki aynı vatanın, aynı dünyanın vatandaşları ve en sonunda da ayni yolun yolcusu olan insanlar arasında kin, nefret, haset, ihtiraslardan kaynaklanan kavgalara, savaşlara hiçbir şey sebep değildir. Hele hele iman bağıyla kardeş olan Müslümanlar için hiç değildir. Çünkü Müslümanların inandığı Kur’an-ı Kerim de Yüce Allah şöyle buyurur: “Allah ve Resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider…”( Enfâl, 8/46Bu ayeti kerimede Cenab-ı Allah Müslümanların güçsüz duruma düşmemeleri ve bölünüp parçalanmamaları için birbiriyle çekişmelerini yasaklıyor

          Ali İmran suresi 103. Ayette de Yüce Allah, Müslümanların kardeşliğini hatırlatarak Kur’an-ın etrafında kenetlenmeyi emreder: “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, ayrılıp bölünmeyin ve Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz. Birbirinize düşman idiniz. Allah kalplerinizi birleştirdi de o’nun nimetiyle kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarındaydınız Allah sizi ondan kurtardı….” (Âl-i İmran, 3/103)

               Barış dini olan İslam’ı kendisine din olarak kabul eden her Müslüman şunu bilmelidir ki, insana karşı yapılan zülüm, işkence, haksızlık ve her tür kötülük kim tarafından, hangi din adına ve nerede yapılıyorsa yapılsın İslam bunun karşısındadır.  Çanakkale savaşında bin bir zorlukla mücadele eden o kahraman ecdat o çetin savaş cephelerinde bile düşmanlarına eziyet vermemiştir. Yaralı askerleri tedavi etmiş, ekmek vermiş, aş vermiştir. Ve her şeyden önemlisi insanlık dersini vermiştir. Çünkü onların kalbinde ki iman bunu gerektiriyordu.
            Onların kalbinde ki iman sebebiyledir ki canlarından daha çok sevdikleri vatana canlarını feda etmişler.  Bayrakları indirtmemek, ezanlar susturmamak, değerlerimize namahrem elini değdirtmemek için canlarını feda etmişler. Çünkü onların hedeflediği şehitlik ve gazilik rütbe ve makama ancak canını feda etmekle ulaşılabiliyordu.  Onalar mükâfatın büyüklüğünün farkındaydılar. Zira kur’an-ı Kerimde; “ Allah Müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler…..” (Tevbe,9/111) buyurur.

Bir diğer ayette de:  “Allah yolunda öldürülenlere (şehitlere) ölüler demeğin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz.”  (Bakara, 2/154) buyurur.

Bütün şehitlerimizin bu makama erişmesini yüce Allahtan niyaz ederek başta Çanakkale şehit ve gazileri olmak üzere bütün şehitlerimize Allah rahmet diliyorum.. Mekânları cennet olsun.

  Zahit DEMİREL

   Ahlat Müftüsü