Merhabalar sevgili okurlarım. Bir önceki yazımda Türkiyede adalet ile ilgili bir yazı yazmıştım, Gerek mail, gerek telefon, gerekse internet ortamındaki mesajlarla çok güzel geri dönüşler aldım. Ayrıca o yazımdan sonra konuyla ilgili birçok hikayede tarafıma gönderildi. Bir önceki yazımda; Mağdur Yakınları Derneğinin (MAYAD) verilerine göre Türkiyedeki tüm tutuklu veya hükümlülerin yüzde 20’sinin masum olduğu halde içeride olduklarından bahsetmiştik. Ayrıca tarafıma gönderilen hikayelerden çok etkilendiğim bir olayı buradan paylaşarak onların sesi olmaya çalışmıştım. Malumunuz üzere son yıllarda medya reyting uğruna istismar taciz cinayet aile içi şiddet vb. olayları defalarca yayınlamakta ve izlenme rakamlarını arttırmaya çalışmakta. Bu tarz suçları yapanları lanetliyorum. Zaten kanunlar karşısında gerekli cezalarıda almaktalar. Hatta kimki başka insana en ufak bir maddi ve manevi zarar veriyorsa Allah belasını versin. Bu tarz suçları gerçekten işleyen elbette ve maalesef var; Allah hepsinin belasını versin. Bu konularda medyanın fazlasıyla üzerine gittiğini düşünüyorum. O nedenle ben madalyonun diğer yüzüne bakıyorum ve dahi bakacağım. Bu konuda mağduriyetlerde medyada çıkan haberlerin, yapılan programların ardından son yıllarda hızla artmakta maalesef. İşte bu konuda bana gönderilen bir hikayeyi geçen yazımda paylaşmıştım. Bundan sonrada bana gelen hikayelerden uygun gördüklerimi HAK adına  ADALET adına vedahi ALLAH adına paylaşmaya devam edeceğim. Son yıllarda millet olarak inanılmaz bir Ahlaki ve manevi erozyona uğradığımız aşikar. 2017 yılında, yukarıda bahsettiğim konu ile ilgili suçların yüzde 25’inin gerçek olmayan ve iftira boyutunda olduğu belirlenmiş durumda. Bu oran 2016 yılında yüzde 10 düzeyindeymiş. Buda demek oluyorki sorgusuz sualsiz yapılan medya yayınları farklı bir suç kapısını hızla teşvik etmekte; İFTİRA...
Konu ile ilgili biraz araştırma yaptım. Hatta savcı ve hakimlerle bile röpörtajlar yaptım. Bu konu gittikçe daha vahim durumlara doğru gitmekte. Eğer bu hızla devam ederse çok korkunç boyutlara ulaşacağıda kesin. Çirkef olanların, utanması arlanması olmayanların ve dahi Allah’tan korkusu olmayanların atacakları ifitiralarla bir çok masum nsanın canı yanacak. Zira taciz olaylarında sadece sözlü ifade yeterli görülüyor hali hazırda. Karşı tarafın delilleri vedahi şahitleri bile olsa pek kaale alınmamakta uygulamada. Buda gerçek mağdurların sayısının artmasına neden olacaktır.
İstismara, özellikle çocuk istismarına kesinlikle en ufak bir taviz dahi verilmeden en ağır cezalar verilmeli. Ben burada tacizi istismardan ayırmak istiyorumki zaten ikisi bambaşka şeyler. Bu konuyu ayrıntılı olarak gelecek yazımda ele almaya çalışacağım.Taciz olayı art niyetli kullanıma çok açık bir konu ve son yıllarda bu açıktan fazlasıyla yararlanıldığı anlaşılmakta.
Günümüzde, yaşam tarzları, utanmanın anlamı, inançlar gibi birçok davranış ve düşüncelerde inanılmaz değişiklikler oldu. Neredeyse her şey para ve çıkar ile ölçülür oldu. Para için öz annesini öldüren gençler, öz evladını öldüren ebeveynler, birbirini öldüren kardeşler, istediği bir şey olmadığında veya bir çıkarını elde edemediğinde masum insanlara iftira atan insanlar türedi ve sayıları her geçen gün hızla artmaya devam ediyor.
15-20 yıl önce ayıp dediğimiz ve utanılan bir çok şey bu gün aşikar yapılan ve sıradan hale gelmiş durumda. 
Devam edecek....
Selam ve Dua ile...